Deprem bölgesindeki yapılarda incelemelerde bulunan AB bilim ekibi, İzmir’e döndü.
Sarsıntı bölgesinde incelemelerde bulunan Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği akademisyenlerinden oluşan bilim grubu, çalışmalarını tamamlayarak üniversiteye döndü. Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Teknik inceleme için deprem bölgesinde bulunan ekibimiz gerekli araştırmaları yaparak üniversitemize döndü. Sorumluluklarımız çerçevesinde bölgeye desteğimizi sürdüreceğiz. Ekibimize çalışmalarından dolayı teşekkür etmek istiyorum.”
Kahramanmaraş’ta 11 ili etkileyen iki depremin ardından Ege Üniversitesi tüm gücünü seferber ederek, İzmir Valiliği, Sağlık Bakanlığı ve AFAD’a uygun olarak hem sağlık grubu hem de yapılarda inceleme ve tespitler yapmak üzere bilim ekibini bölgeye gönderdi. ayni ve nakdi yardıma ek olarak. Bölgede bir hafta kalan bilim grubu, depremde yıkılan, hasar görmesine rağmen yıkılmayan ve sağlam kalan yapıları yerinde inceledi ve gözlemlerini anlattı.
EÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Ayhan Nuhoğlu, “Anadolu coğrafyası insanoğlu için çok ideal bir yaşam ortamı sunuyor. Toprakları verimli, ormanları ve su kaynakları yeterli, iklimi elverişli, etrafı denizlerle çevrili, değerli ticaret yollarının güzergâhı üzerinde, geniş bir gelenek ve kültür hazinesine sahiptir. Bu sebeplerden dolayı tarih boyunca medeniyetlerin beşiği olmuştur. Ancak çok sinsi ve ölümcül bir tehlikeyi içinde barındırmaktadır; deprem. Anadolu coğrafyasında birkaç yılda bir etkili bir deprem olur, ancak 6 Şubat’ta meydana gelen şiddetli depremler uzun süre tekrarlanır ve neredeyse unutulur. Can ve mal kaybına neden olan, yaşadığımız, çalıştığımız, eğitim gördüğümüz, tedavi ettiğimiz ve ürettiğimiz binaların yıkılmasıdır. Yani binalarımızın yıkılmasını önleyebilirsek sorun büyük ölçüde çözülmüş olacaktır. Ülkemizdeki İnşaat Mühendisliği için bu analizi kolay bir konu.”
Farklı illerdeki yapıları incelediler
Eğitimlerine Hatay ilinde başladıklarını belirten Doç. Nuhoğlu, “Hatay ilinde yer alan ve medyada oldukça yer bulan Rönesans Rezidans bölgesi ile ilgili araştırma yaptık. Ardından Kırıkhan, Belen ve İskenderun bölgesindeki yapıları taradık. Buradan Osmaniye iline gittik. Eskiden tarım yapılan düzlüklerde ve alüvyal dolgulu alanlarda yüksek rakımlı alanlara göre çok daha fazla tahribat olduğunu gözlemledik. Depremden en çok etkilenen yerlerden biri olan Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde, verimli bir ovanın çevresine kurulan yerleşim bölgesindeki çok sayıda yapının kısmen veya tamamen yıkıldığını veya ağır hasar alarak ayakta kaldığını gözlemledik. Gaziantep’ten Adıyaman’a doğru ilerlediğimizde bu güzergah üzerindeki tarihi kültürel miras yapılarımızda büyük çaplı tahribat ve hasarların meydana geldiğini gördük. Adıyaman il merkezinde ağır çökme ve hasar meydana gelirken, yeni yapılaşma alanlarında çok daha az yıkım ve hasarın meydana geldiğini gözlemledik. İlk depremin merkezi olduğu ve kıymetli yıkımın meydana geldiği Kahramanmaraş Pazarcık ve Gölbaşı ilçelerinde dağ yamaçlarındaki yapıların vadiye yakın bölgelerdeki yapılara göre çok daha az hasar gördüğünü tespit ettik. Kahramanmaraş’ın kent merkezi, merkez ilçeleri, kent dışında kurulan yeni yerleşim alanı ve en ağır yıkımlardan birini yaşayan sanayi bölgelerinde gün boyu denetimler gerçekleştirdik. Bu bölgede vadi ve ova çevresinde konumlanan yapılarda ağır kayıpların meydana geldiğini, doğrudan dağa gidilerek yapılan yapılarda görece daha az kayıp ve hasar olduğunu gözlemledik.”
EÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri bölgede bir hafta görev yaptı; Doç. Ayhan Nuhoğlu, Prof. Dr. Alper Sezer, Doç. Emre Ercan, Doç. Dr. Çağlayan Hızal ve Arş. Görmek. Harun Alp katıldı.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı